İşçiler arasında orantısız maaş artışı nedeni ile fesih


T.C.

ANKARA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8.HUKUK DAİRESİ

 

E: 2017/2122 

K: 2018/191

 

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A K A R A R

 

BAŞKAN              : İ. Y.             

ÜYE                       : N.M.

ÜYE                       : N.S.G.

KATİP                   : B.C.                      

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KONYA 2. İŞ MAHKEMESİ

TARİHİ                  : 31/03/2017

NUMARASI        : 2016/436E.- 2017/255 K.

DAVACI: M.Y.

VEKİLİ   : Av. A. Ö.

 

 

DAVALI                : H. SANAYİ TİC LTD ŞTİ

VEKİLİ   : Av. S.

 

DAVANIN KONUSU: Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının … sigorta sicil nosu ile 28.11.2011 tarihinde davalı iş yerinde aşçı ve çay işlerinde görevli olarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile aralıksız çalıştığını, davacının yeteneği ve tecrübesi davalı işveren tarafından göz ardı edilerek maaşına zam yapılmadığını, davacının fazla mesai alacaklarının karşılığını, resmi bayramlardaki çalışmaları ile hafta sonu çalışmaları ve yıllık ücretli izin alacaklarını talep etmiş fakat davalı işveren tarafından davacının onurunu zedeler şekilde 06.02.2016 tarihinde iş yerinden kovup ve haksız ve hukuka aykırı olarak iş akdini feshettiğini, davacı tarafından 10.02.2016 tarihinde Konya 1. Noterliği 1947 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş akdinin 06.02.2016 tarihinde haksız olarak davalı işveren tarafından feshedildiğinden tüm haklarının kendisine ödenmesi gerektiğini belirttiğini, davalı işverenin kendisini haklı göstermek adına davacının mazeretsiz işe gelmediğine dair Konya 1. Noterliği 1943 yevmiye numaralı ve 10.02.2016 tarihli ihtarname gönderdiğini, yine davalı işveren tarafından Konya 1. Noterliği 25.02.2016 tarih ve 2667 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş akdinin haklı feshedildiğini iddia ettiğini, uzun süre bir işyerinde çalışan bir işçinin hiçbir tazminat almaksızın iş yerinden kendi isteğiyle işten ayrılması ya da iş yerine gitmemesinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, davacının 15 yıllık sigortalık ve emeklilik ödeme prim gün sayısını doldurduğunu, 5 yıldan fazladır da davalı işyerinde çalıştığını, davacının yaz kış ayırt etmeksizin hafta içi 08:15-17:30 saatleri arasında cumartesi günü 03:15-13:00 saatleri arasında çalıştığını, resmi bayram ve tatillerde fazla mesai ücreti ödenmeden çalışmasına devam ettiğini, yine davalı tarafından kullandırılmayan yıllık izin ücretinin davacıya ödenmediğini, İş-Kur İl Müdürlüğü yazı cevabında davacının yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu ve bunun ödenmediği belirtildiğinden davacının haklı olduğunu gösterdiğini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 500,00 TL kıdem tazminatını akdin fesih tarihinden İtibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, 500,00 TL fazla çalışma ücreti -250,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücretl-250,00 ücret atacağı ve 250,00 TL ihbar tazminatı için ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının 28.11.2011 tarihinde davalı işyerinde idari kısımda aşçı olarak işe başladığını, 06.02.2016 tarihine kadar çalışan davacının 06.02.2016 Cumartesi günü davalı şirket yetkilisine "maaşına yapılan zammı az bulduğunu, maaşının 1.562,00 TL den 1.700,00 TL ye yükseltildiğini ancak bu zammın az olduğunu, daha fazla zam yapılmasını istediğini" söylediğini, davalı şirket yetkilisinin yapabileceği zammın bu kadar olabileceğini ifade ettiğini, bunun üzerine davacının muhasebeye giderek bu ücretle çalışamayacağını beyan ederek" hesabımı kesin ben ayrılacağım" diyerek kıdem tazminatını talep ettiğini, muhasebe yetkilileri davacıya işi kendi isteğiyle bırakması halinde kıdem tazminatına hakkı olmayacağını işten ayrılacaksa İstifa dilekçesi vermesi gerektiğini söyledikleri halde davacının istifa dilekçesi vermeyerek işi bırakıp gittiğini, davacının işi bırakıp gitmesi üzerine tutanak tutulduğunu, bunun ardından 08.02.2016 pazartesi günü davacının sabah mesaisine gelmeyerek saat 10:30 gibi davalı şirkete gelerek ön muhasebeden 6 günlük alacağını almaya geldiğini söylediğini, bunun üzerine davacının genel muhasebeye yönlendirilerek çıkış işlemlerinin yapılması ile birlikte 6 günlük maaş alacağının banka hesabına yatırılacağının söylendiğini, davacının genel muhasebe ile görüşmesinde kıdem tazminatını talep ettiğini, genel muhasebe tarafından kendi isteği ile işi bıraktığı için kıdem tazminatı hakkı olmadığını söylenmesi özerine oradan ayrıldığını, davacının mesai bitimine 17:45'e kadar İşyerine dönmemesi üzerine hakkında tutanak tutulduğunu, 09.02.2016 Salı günü sabah mesaisine gelmeyen davacı hakkında İşe gelmediğine dair tutanak tutulup Konya 1. Noterliği 10.02.2016 tarih ve 1943 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hakkı sebep veya mazeretini 3 gün içinde bildirmesi istenildiğini, bu ihtarnamenin davacıya 20.02,2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen hiçbir haklı sebep ve mazeret bildirmediğinden Konya 1. Noterliği 25.02,2016 tarih ve 2667 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının iş akdinin 4357 sayılı İş Kanunun 25/ll-g mad. uyarınca haklı olarak feshedildiğim bildirdiğini, davacının fesih tarihine kadar işlemiş olan hak ve alacaklarının ise banka hesabına ödendiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin ise içeriğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, 06.02.2016 tarihinde iş akdinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia eden davacının 10.02.2016 tarihine kadar ihtarname göndermek için beklemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olup davacının haksızlığını göstermeye yettiğini, İş-Kur İl Müdürlüğünün yazısında belirlenen tarih aralıklarında davacının yıllık izinlerini kullandığını fakat yıllık izin formunu imzalamadığını, buna rağmen İş-Kur tarafından davalı işverene tebliğ eldir edilmez 10.05.2016 tarihinde davacının hesabına İlgili ücretin ödendiğini, kendi isteği ile İşten ayrılan davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkı olmayacağını, davacının ihbar önellerine uymayarak davalı şirketi zor durumda bıraktığını, davalı işverenin 4857 sayılı İş Kanunun 17. Mad. ve Borçlar Kanunu 96. mad. gereği dava açma hakkı olduğunu, davacının fazla mesai genel tatil günleri alacağının olmadığım, davalı şirkette hiçbir zaman resmi ve dini bayram tatillerinde çalışma yapılmadığını, davalı şirkette hafta için 08:15-17:30 saatleri arasında cumartesi günü 08:15-13:00 saatleri arasında çalışma olduğunu, Pazartesi-Salı-Çarşamba ve Perşembe günü 45 dakika yemek molası 2 kez toplam da 30 dakika çay molası Cuma günü 2 kez toplamda 30 dakika çay molası ve 1 saat 30 dakika yemek molası cumartesi günü bir kez 15 dakika çay molası olduğunu, Pazar günü hafta tatili olduğunda çalışma yapılmadığını, davacının her sene ramazan ayında izinli sayıldığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :

Davacının davalıya ait işyerinde iş sözleşmesine dayalı olarak 28.11.2011 tarihinden 06.02.2016 tarihine kadar çalıştığı anlaşılmıştır.

Davacı taraf davacının davalıya ait işyerinde aşçı ve çay işlerinde görevli işçi olarak çalıştığını, usulüne uygun çalışmasına rağmen davalı işveren tarafından maaşına zam yapılmadığı gibi alacaklarının da ödemediğini ve sonrasında iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini bildirerek kıdem tazminatı ile diğer alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işveren ise davacının zam talebinde bulunduğunu ancak talebinin yerinde görülmemesi üzerine işten ayrıldığını ancak istifa dilekçesi vermediğini bildirmiştir.

Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, tanıklar duruşmada dinlenmiş ve dosya bilirkişiye tevdii olunarak rapor tanzimi sağlanmıştır. Dinlenen tanık beyanları ile davacı ispat yükü üzerinde olmasına rağmen fazla çalışmasını, milli bayram ve genel tatil çalışmasını ispatlayamamıştır. Bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati oluşmuştur. Davacının yıllık izin ücretlerinin ödendiği konusunda işveren tarafından yapılan ispat çerçevesinde davacının yıllık izin ücretine ilişkin talebinin de reddi gerekmiştir. Mahkememizce toplanan deliller çerçevesinde davacının maaş zammı yapılmaması nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmış olup davalı işveren tarafından davacının ücretine zam yapıldığı sabit olduğundan ve davalı işveren tarafından objektif değerlendirme dışında ve eşit işlem yapma borcuna aykırı uygulama yapıldığı yönünde ispat ortaya konulmadığından ve taraflar arasında davalı işverene belirli miktarda ücret artırımı yükünü yükleyen sözleşme de ortaya konulmadığından ve tek başına davacı talep ettiği oranda zam yapılmaması davacıya iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme imkanı tanımayacağından davacının yapmış olduğu feshin haklı fesih kapsamında değerlendirilemeyeceği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin taleplerinin de reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :

   Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle, Mahkemenin akdin feshi konusunda hatalı değerlendirme ile karar verdiğini, devamsızlık prosüdürü işletilmeden önce müvekkilinin kovulduğunu,

Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından tespit edildiği üzere müvekkiline yıllık izinlerinin kullandırılmadığı, yıllık izin kullanma talebinin reddedildiği, yıllık izinler kullandırılmadan akdi feshedilen işçiye izin bedellerinin İş-Kur'un tespitinden sonra ödenmesinin sorumluluğu ortadan kaldırmadığı,

İşverene bağımlılığı devam eden davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin işten kovulduğunu, müvekkilinin aşçı ve çaycı olarak çalışması nedeniyle ara dinlenme ve yemek servisi yapılan dönemlerde de çalıştığını, Cumartesi günleri 15:00- 15:30'a kadar çalışıldığının tanık beyanlarında belirtildiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dosyada esaslı uyuşmazlık konusu feshi hangi tarafın yaptığı ve haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktalarında toplanmaktadır.

SGK'a verilen işten ayrılış bildirgesinde fesih tarihi 23/02/2016 fesih nedeni ise kod 29 (işveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih) olarak bildirildiği anlaşılmıştır.

Davacının imzasını içermeyen davacının 06/02/2016- 09/02/2016 tarihlerinde işe çalışmak için gelmediğine ilişkin tutanaklar sunulmuştur.

 

Konya 1. Noterliğinin 25/02/2016 tarih ve 2667 yevmiye nolu ihtarı ile 08/02/2016-24/02/2016 tarihleri arasında devamsızlığı ve 18/02/2016 tarih ve 1943 yevmiye nolu mazeret bildirilmesi talebini içerir ihtara cevap verilmemesi nedeniyle iş akdinin İş Kanunun 25/II-g bendi gereği feshedildiği bildirilmiştir.

Davacı tarafından Konya 1. Noterliğinin 10/02/2016 tarih ve 1947 yevmiye nolu ihtarı ile kıdem, ihbar tazminatı vb işçilik alacakları talep edilmiştir.

Davacı tanıkları akdin feshine ilişkin görgüye dayalı bir bilgileri olmadığını beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları ise davacının maaşa yapılan %10'luk zammı beğenmediği için işten ayrıldığını bildirmiştir.

Davalı  tanığı Nihat Demirel: Ben davalı şirketin genel muhasebesini yürütmekteyim. davalıya ait işyerinde işten çıkış işlemlerini ben yapmaktayım. Davacı işlemler için büroma geldiğinde kendisine işyerinden kendi isteğinle ayrılmışsın, bu nedenle tazminat alacağın olmaz diye söyledim. Davacı da bana işverenin asgari ücretle çalışan işçilere 400 TL kendisine 200 TL zam yaptığını, bu nedenle işverenin kendisini işten çıkarmış sayılacağını söyledi.  Ben bu konuda tekrar işverenle görüştüğümde işveren bana asgari ücretlilere yapılan zammın zorunlu olarak yapıldığını, asgari ücretin üzerine alan işçilere ise 200 TL zam yaptığını söyledi. davacının bunun üzerine belgeleri imzalamadan ve şikayet edeceğini söyleyerek işyerinden ayrıldı. şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davacının maaşına yapılan zammı beğenmediği ve bu konudaki şikayetlerini ilettiği ve tartışma yaşandığı asgari ücretli çalışan ile asgari ücretin üzerinde  maaş alan çalışanlara yapılan zam oranınları arasında aşırı nispetsizlik bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı bu görüşme sonrası işten çıkarıldığını iddia etmiş davalı tarafta davacının işten kendisinin ayrıldığını savunmuştur. Davalı taraf davacının işten kendisinin ayrıldığını beyan etmesine rağmen fesih ihtarında da bildirdiği üzere 08/02/2016-24/02/2016 tarihleri arasındaki devamsızlığa dayanak iş akdini feshetmiştir. Devamsızlık tutanakları fesihten sonra olup davalı işveren iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini kanıtlayamamıştır.

Ayrıca "-Evli ve eşi çalışmayan sigortalı için asgari geçim indirimi dahil 01.01.2016-31.12.2016 tarihleri arası net asgari ücret:  1.325,69 TL.

-Evli, eşi çalışmayan ve bir çocuklu sigortalı için asgari geçim indirimi dahil 01.01.2016-31.12.2016 tarihleri arası net asgari ücret: 1.362,75 TL" dir

Davacının davalı tanıklarının beyanlarında da belirttiği üzere ücreti aylık 1560 TL olduğundan zammın çalışanlar arasında orantısızlık yarattığı anlaşılmaktadır.

 

Davacının kullanmadığı yıllık izinlerinin ücretinin dava açılmadan önce banka hesabına yatırıldığı anlaşılmış, fazla çalışma yapıldığı ve ubgt'lerde çalışıldığı ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamamıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere, davalı haklı nedenle feshi kanıtlayamadığından davacı vekilinin akdin feshinin haklı nedene dayanmadığına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b/2 gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne  dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.                             

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

A-HMK’nın 353-(1) b)2  maddesi gereğince;

Davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin reddine, iş akdinin haklı nedenle feshedilmediğine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile Konya 2. İş Mahkemesinin 2016/436 E.- 2017/255 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA Davanın KISMEN KABULÜNE,

1- 9.979,11 TL brüt kıdem tazminatının 06/02/2016 fesih tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

2- 4.438,56 TL brüt ihbar tazminatının 250 TL'si için dava tarihinden, bakiyesi için 28/02/2017 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

3-Fazla mesai ücreti alacağı, yıllık ücretli izin alacağı ve ubgt alacağına ilişkin talebin reddine,

4-Alınması gereken 984,87 TL harçtan davacı tarafından peşin+ıslah harcı olarak yatırılan 276,11 TL  harcın mahsubu ile bakiye 708,76 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir kaydına.

Davacı tarafından yatırılan 276,11 TL TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.

Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T'ye göre hesaplanan ve daha fazla olamayacağından 750,00 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Davacı tarafından yapılan 494,00 TL yargılama giderinden ret ve kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 469,57 TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına.

Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinden ret ve kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 7,41 TL sinin davacıdan alınıp davalıya  verilmesine, bakiyesinin bu davalı üzerinde bırakılmasına.

7-Karar kesinleştiğinde gider avansından kullanılmayan kısmın yatıranlara iadesine

B-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,

C-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin  üzerinde bırakılmasına, kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine.

D-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

E-HMK'nın 359/3.maddesi gereğince kararın tebliği, 302/5.maddesi gereği ise harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda  oy birliği ile 07/02/2018 tarihinde miktar olarak kesin olmak üzere karar verildi.