Yurt Dışından İthal Edilen Araca İlişkin İdarenin Hizmet Kusuru


T.C.

KOCAELİ

ESAS NO      :2018/235

KARAR NO   :2018/621

   

DAVACI : F. Ö.

VEKİLLERİ : AV. N. K. G.

  Kürden Mah. Yeni Meram Cad. No: 254 Meram/KONYA

 

DAVALI : G. G. M. 

VEKİLİ : AV. Z. D. G.

  Doğu Marmara Gümrük Ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Mimar Sinan Mah. İbni Sina Cad. No:4 Yarımca Körfez/KOCAELİ

 

DAVANIN ÖZETİ : Davacının mülkiyetinde olan ve A. Otomotiv Tur. San. Tic.Ltd.Şti adına tescilli serest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen WAUZZZ4L88D052... şasi numaralı araç 42 .. 144 plakalı hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca alınan el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına istinaden, araca  İl Emniyet birimlerince el konulması üzerine  uğranıldığı ileri sürülen şimdilik 10.000,00-TL (ıslah talebi ile 161.600,00-TL) araç bedelinin; aracın iyi niyetli son malik olarak satın alındığı, yurt dışından ülkeye kaçak eşya sokulmasını önleme, izleme ve araştırmakla yükümlü olan idarenin gerekli özen ve dikkati göstermeyerek hizmet kusuru işlediği ileri sürülerek idareye başvuru tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

 

SAVUNMANIN ÖZETİ: Usul yönünden; dava konusu mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararın ithalatçı firma adına düzenlendiği, bu nedenle davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği, esas yönünden; davacının uğradığını iddia ettiği zararın gizli ayıplı mal kuralı çerçevesinde özel hukuk yollarına başvurularak tazmin edilmesi gerektiği, ortada somut ve gerçekleşmiş bir zarar bulunmadığı,  mevzuata aykırı ithali gerçekleştiği tespit edilen eşyalara yine mevzuatta öngörülen hükümlerin uygulanması ile mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verildiği, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235/4 maddesi uyarınca tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu,  gümrük idaresi olarak üzerlerine düşen denetim görevinin eksiksiz olarak yerine getirildiği dolayısıyla tazmin sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

TÜRK  MİLLETİ  ADINA

 

Karar veren Kocaeli 1. İdare Mahkemesi'nce Mahkememizin 10/10/2017 tarih ve E: 2017/789; K:2017/1452 sayılı görev ret kararının İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdare Dava Dairesi'nin 23/01/2018 tarih E: 2018/169; K:2018/185 sayılı kararıyla kaldırıldığı görülüp duruşma için önceden belirlenen 24/05/2018 tarihinde saat 10:00'da açılan duruşmaya davacı vekili Av. Şükran MİRZA ve davalı idare vekili Av. Z. D. G.'in geldiği görüldü, taraflara usulüne uygun olarak ikişer defa söz verilip dinlendikten sonra dava dosyası incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:

Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.

 Davacının mülkiyetinde olan ve A. Otomotiv Tur. San. Tic.Ltd.Şti adına tescilli serest dolaşıma giriş beyannamesiyle ithal edilen WAUZZZ4L88D052.... şasi numaralı 42 .. 144 plakalı araç hakkında 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca alınan el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına istinaden, araca  İl Emniyet birimlerince el konulması üzerine  uğranıldığı ileri sürülen şimdilik 10.000-TL (ıslah talebi ile 161.600,00-TL) araç bedelinin idareye başvuru tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

Öte yandan, Anayasanın 38. maddesinin birinci fıkrasında, kimsenin işlendiği  zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmasının olanaklı olmadığı, kimseye suçun işlendiği zamanın kanununda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği öngörülmüş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında da cezanın yasayla konulacağı belirtilmiştir.

Anayasanın sözü edilen maddesinde öngörülen ilkeye göre; suçun, işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabi olması esastır. Bu yüzden; maddi ve manevi unsurları itibarıyla gerçekleştiği tarihte suç sayılmayan bir eylemin, daha sonra yürürlüğe giren ve bu eylemi suç sayan kanunla cezalandırılması olanaklı bulunmadığı gibi; bir suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükmü ile belirlenen cezasını ağırlaştıran sonraki yasa hükmünün de o suça uygulanması ve failinin daha ağır ceza ile cezalandırılması uygun değildir. Diğer taraftan, Anayasamızda, suçlar ve bu suçlara öngörülen cezalar için geçerli olan ilkelerin, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda, kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlanan ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun muhtelif maddelerinde yer alan kabahatler ile bu kabahatlere ilişkin olarak getirilen mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımları ve para cezaları için de geçerli olduğu konusunda duraksamaya yer yoktur.

11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6455 sayılı "Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 12. maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesindeki eski hüküm tamamen kaldırılarak, 4458 sayılı Kanunun 235/1-c maddesi; “eşyanın ithali, lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde, eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir” şeklinde yeniden düzenlenmiş olup, yeni düzenleme ile eski metinde var olan “aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal eden kişi” ibaresi “uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiği” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

Yine, 6455 sayılı Kanunun 12. maddesi ile, daha önce 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 14.maddesinin 1.fıkrasında yer alan "3. maddenin onuncu ve onbirinci fıkralarında tanımlanan kabahatlerin konusunu oluşturan eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu Kanunun arama ve elkoyma ile müsadereye ilişkin hükümleri, bu kabahatlerin işlenmesinde kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan eşya ve taşıma araçları ile ilgili olarak da uygulanır." hükmü, anılan Kanun metninden çıkartılarak, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 4. fıkrası ile; birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerinde belirtilen eşyaya el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verileceği ve eşyanın 177. ila 180. madde hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulacağı düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; A. Otomotiv Tur. San. Tic.Ltd.Şti adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ithal edilip bilahare davacı tarafından satın alınan 2008 model AUDİ Q7 marka, WAUZZZ4L88D052... şasi numaralı araç hakkında Gebze Gümrük Müdürlüğü tarafından mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı alındığı,  araca  İl Emniyet birimlerince el konularak 17.09.2015 tarihinde Taşucu Gümrük Müdürlüğü'ne bağlı Seka Taşucu Limanında gümrüklü sahaya teslim edildiği, aracına el konulması sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen 10.000,00-TL(ıslah talebi ile 161.600,00-TL) araç bedelinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İhtilaf konusu uyuşmazlık, Gebze Gümrük Müdürlüğünce tesis edilen 29.09.2014 tarih ve 592 sayılı “mülkiyetin kamuya geçirilmesi” kararı sonucu İl Emniyet Müdürlüğü tarafından el konulan aracın bedelinin tazmini talebinden kaynaklanmakta olup; bu noktada uyuşmazlığın çözümü için, öncelikle tesis edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığının ve davalı idarenin uyuşmazlık konusu aracın ithalinde hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekmektedir.

4458 sayılı Kanunun 3. ve devamı maddeleri ile; gümrük mevzuatını uygulayarak gümrük işlemlerini yapma yetki ve görevi verilen ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 19/1 maddesi gereğince, anılan Kanunla yaptırım altına alınan fiilleri önleme, izleme ve araştırmakla ilgili görev ve sorumlulukları bulunan gümrük idare ve amirlerinin, 6455 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden (11/04/2013) önceki dönemde, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun konusuna giren ve yukarıdaki bahsi geçen hususlarla ilgili olarak karar alma yetkisi bulunmamakta olup, 4458 sayılı Kanunun söz konusu dönemde yürürlükte bulunan 235.maddesi ile diğer maddelerinde, belirtilen hususlarda idari para cezası alınmasını ya da mülkiyetin kamuya geçirilmesini düzenleyen herhangi bir hükme yer verilmemiştir.

Olayda, hakkında mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı alınan ve müteakiben  el konulan araç, ithalatçı A. Otomobil Ticaret Limited Şirketi adına davalı Gebze Gümrük Müdürlüğünde tescilli beyanname kapsamında, 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca yetkili kılınmış olan gümrük yetkililerince gerekli inceleme ve denetlemeleri yapıldıktan sonra, 2007 yılında ithal edilerek serbest dolaşıma girmiş ve anılan tarih itibariyle, ithalat rejim kararını uygulamakla yükümlü olan gümrük idaresinin gözetiminden çıkmıştır. Bu tarihten sonra gümrük idarelerinin serbest dolaşıma giren ve ithalatçı firma tarafından 3. kişilere satılan araç üzerinde denetim, gözetim ve tasarruf yetkisi bulunmamakla birlikte, söz konu aracın 3. kişilerin mülkiyetindeyken, 4458 sayılı Kanunun 235. maddesi ile 5607 sayılı Kanuna aykırı olarak ithal edildiğinin sonradan tespit edildiğinden bahisle, mülkiyetinin kamuya geçirilmesi ve araca el konulmasında, mülkiyet hakkı ihlal edilen kişilerin maddi zararından, hizmet kusurunun bulunması halinde sorumlu olduğu açıktır.

Bu hukuki durum karşısında; gümrük mevzuatını uygulamakla görevli olan ve bu kapsamda beyanın doğruluğunu, gerektiğinde ithalatçıdan, ihracatçı firma ve yurt dışı makamlardan gerekli bilgi ve belgeleri istemek suretiyle araştırmakla yüklü olan, ayrıca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 19/1 maddesi gereğince, anılan Kanunla yaptırım altına alınan fiilleri önleme, izleme ve araştırmakla ilgili görev ve sorumlulukları bulunan davalı idarece, ithalatçı firma tarafından gümrük işlemleri sorunsuz olarak tamamlanmak suretiyle ithal edilen aracın, sonradan yapılan soruşturma sonucunda, 4458 sayılı Kanunun olay tarihinde yürürlükte olmayan 235/1-c maddesine aykırı olarak ithal edildiğinin tespit edildiğinden bahisle, aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca mülkiyetinin kamuya geçirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve araca el konulması suretiyle davacının uğradığını ileri sürdüğü araç bedelinin, aracın ithal edildiği tarihte yapılması gereken gözetim ve denetim görevini gereği gibi yerine getirmeyen ve bu denetimi aradan uzunca bir süre geçtikten sonra, araç iyi niyetli 3. kişilerin mülkiyetindeyken gerçekleştiren idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, idarenin, kamu hizmetinin geç yerine getirilmesinden doğan hizmet kusuruna bağlı olarak, davacının, el konulan araç üzerindeki mülkiyet hakkından yoksun kalması nedeniyle maddi zararının oluştuğu sabit olup, dosyada mevcut araç noter satış sözleşmesi ve Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği'nin 17.04.2017 tarihli beyanı dikkate alınarak 161.600,00-TL araç bedelinin davacıya ödenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, 161.000,00-TL maddi tazminatın 10.000,00-TL'sinin idareye başvuru tarihinden (28.08.2015) itibaren, geri kalan maddi tazminatın ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihinden (03/04/2018) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinden 254,10-TL ve davacı tarafından yatırılan 2.758,00-TL karar harcı ile A.A.Ü.T uyarınca belirlenen  15.646,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, eksik kalan 8.280,90-TL nispi karar harcının davalı idareye tamamlattırılmasına, iş bu kararın taraflara tebliğinde sarf edilmek resmi postadan karşılanacak olan 28,00-TL'nin davacıdan tahsili için ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmasına, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf yolu açık olmak üzere 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle  karar verildi.

 

Başkan

 

Üye

 

Üye

 

 

YARGILAMA GİDERLERİ         :

Başvurma Harcı : 27,70 TL

Karar Harcı :11.038,90 TL

Vekalet Harcı :     4,10 TL

Posta/Dosya Gideri : 222,30 TL

Toplam :11.320,70 TL