T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/6..
KARAR NO : 2017/9..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A K A R A R
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KONYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2016/2.. Es. - 2017/2.. K.
DAVACILAR : 1 –S.B
2 –Z.O
VEKİLİ : Av. NAZMİYE KUTLUĞ GÖMCELİ
DAVALI : İ.B.T
VEKİLİ : Av. İSMAİL BİÇER
DAVANIN KONUSU : Kiralananın Tahliyesi
Sulh Hukuk Mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası yazılı kiralananın tahliyesi davasının kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine ait taşınmazda kiracı olan davalının kiralanan ile komşu dükkan arasındaki duvarı yıkılmak suretiyle birleştirdiğini, iki iş yerinin birleştirilmesi işleminin esaslı tadilat olduğu ve ruhsat alınması gerektiğini, davalıya iş yerinin imar mevzuatına ve projesine uygun hale getirilmesinin, aksi halde kira akdinin feshedileceği, hukuki ve cezai yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalı tarafın cevabi ihtarnamesinde iki iş yerinin arasının açıldığını, duvar yıkma işleminin Sağlık Müdürlüğü ve Eczacılar Odası bilgisi dahilinde gerçekleştirildiğinin beyan edildiğini, davalı kiracının mecuru boş olarak hiçbir ticari faaliyette bulunmamak üzere tuttuğunu, kiralananın sözleşmede ön görülen tahsis amacına uygun kullanmakla yükümlü olduğunu, davalıya kira akdine aykırılığı giderilerek iş yerinin olarak değil amaca uygun işyeri olarak kullanılması için ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen akde aykırılığın giderilmediği gibi taraflarına da herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, mülkiyeti müvekkillerinin murisi S.R'ye ait iken müvekkillerine geçen iş yerinde davalının yaptığı tadilatın imar mevzuatına ve kira akdine aykırılık teşkil etmesi ve boş tutulması nedeniyle akdin feshine ve davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş yerinin davacıların murisi S.R'den 2010 yılı ilk 6 ayında kiralandığını, kiralanan yerin yanında bulunan 6/F kapı numaralı iş yerinin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, mülk sabihi olan muris S.R'nin muvafakati ve ilgili oda ve Konya İl Sağlık Müdürlüğü oluru ile mevcut tadilatın gerçekleştirildiğini, yapılan tadilata davacıların murisinin itirazının olmadığını, mevcut işyerinin tadilatlı hali ile davacıların murisinden 10/01/2015 tarihinde 10 yıllık süreli yeniden kiralandığını, davacılar tarafından Selçuklu Belediyesine yapılan şikayet üzerine Selçuklu Belediyesi İmar Müdürlüğü tarafından işyerinde gerekli incelemeler yapılarak, tadilatın belediye mevzuatına uygun olmadığı ve eski hale getirilerek tadilat yapılacak ise belediyeden olur alınması gerektiğinin bildirildiğini, davacılardan izin istenmiş ise de, kira bedelinin yükseltilmesi ve yeniden kira kontratı düzenlenmesi istedikleri ile karşı karşıya kalındığını, Selçuklu Belediyesi İmar Müdürlüğünce verilen süre içerisinde 14.12.2015 tarihinde iş yerinin eski hale getirildiğini ve belediye tarafından kontrolünün yapıldığını, müvekkilinin dava konusu iş yerinin yan tarafında eczane işlettiğini, dava konusu iş yerinde ise kozmetik ve ortopedi ürünleri bulunduğunu ve iş yerinin bu amaç için kullanıldığını, depo olarak kullanımım söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, gerek taraflarınca sunulan gerekse celbedilen evraklar incelendiğinde davacıların murisi ile müvekkili arasında 2010-2015 yıllarını kapsayan 5 yıllık bir sözleşme yapıldığının, mevcut iş yerindeki tadilatın 20.07.2010 tarihinde yapıldığının ve o zamanın mülk sahibi S. R’nin yapılan tadilata itirazının olmadığının, mecurun 5 yıl süre ile tadilatlı şekilde kullanıldığının, 5 yıllık sürenin sona ermesinden sonra yapılan 10.01.2015 tarihli sözleşmenin yapıldığı tarihte mecurun tadilat yapılmış şekilde olduğunun, müvekkili tarafından taşınmazın mevcut hali ile kiralandığının açıklık kazandığını, eski sözleşme esas alınarak kurulan kararın kanuna ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, kiralananın boş olarak bulundurulduğu iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, kısa kararda sadece davanın kabulüne karar verildiğini ancak gerekçeli kararda davacı tarafın talebi olmamasına rağmen mecurun boş olarak davalıya teslimine şeklinde hüküm kurulduğunu, kararda hangi nedenle davanın kabulüne karar verildiği, hangi kira kontratının esas alınarak davanın kabul edildiği, aykırılığın hangi sözleşmedeki hükme aykırı olduğu konusunda açıklama yapılmadığını belirterek karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
Dava imara aykırı olarak iki dükkan arasındaki duvarın kaldırılması ve kiralananın kullanım amacına aykırı olarak boş tutulması suretiyle akte aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. TBK'nun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı kira süresi boyunca tam bir ihtimam dairesinde kullanmak zorundadır. Anılan madde hükmü gereğince akde aykırılıktan dolayı kiracının tahliyesine karar verilebilmesi için kiracıya akde aykırı davranışa son vermesi hususunda kiralayan tarafından süreli ihtar tebliğ ettirilmesi ve tanınan bu süre içinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan davalı ile davacıların murisi S.R arasında 2010 yılında imzalanan kira sözleşmesi ile 01/01/2015 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacılar vekili, 30.09.2015 tarihinde çektiği ihtarname ile; müvekkillerinden izni alınmadan ve meri mevzuat gereği de yerine getirilmeden iki işyeri arasındaki duvarın yıkılması sureti ile imar mevzuatına aykırılık teşkil edici ve kiracının özenle kullanma mükellefiyetine de riayet etmeksizin kullanıldığının tespit edildiğini belirterek ihtarın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde aykırılığın giderilmesini istemiş, ihtarname davalıya 01.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından akde aykırılığın verilen 30 günlük süreden sonra giderilmiştir. İhtarnamede verilen süreden sonra akte aykırılı gün giderilmesi sonuca etkili değildir. Davalı vekili kiralayanın muvafakatı ile tadilatın gerçekleştirildiğini belirtmiş ve zımni muvafakat iddiasında bulunmuş ise de; iddiasını kanıtlayamadığı gibi Türk Eczacılar Birliği 5. Bölge Konya Eczacı odası ve Konya Valiliği İl sağlık Müdürlüğü'nün cevabi yazılarında, kiralayan S.R'nin iki dükkan arasındaki duvarın kaldırılmasına muvafakatının bulunmadığı bildirilmiş olup, davalı akde aykırılığı ihtarda verilen süre içerisinde gidermediği gibi zımni muvafakatı da kanıtlayamadığından, usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararına karşı davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/259 Esas-2017/202 Karar sayılı hükmünde mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.229,58 TL esastan ret harcından peşin alınan 339,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 890,18 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-HMK'nun 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15/06/2017 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 15/06/201