İntifa Hakkı


 

T. C.

Y A R G I T A Y

7 .    H U K U K    D A İ R E S İ

 

 

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L Â M I

 

 

Esas    No                                     : ……./……..

Karar No                                       : ……/……..

 

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ                                  : Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ                                            : …./…./…….

SAYISI                                            : ……./……. E., ……/……. K.

DAVACI-KARŞI DAVALI                : Ş…….. A……vekili Avukat A……. D……..

DAVALI                                           : İ…… A…… vekili Avukat Fatih Özgökçen

DAVALI-KARŞI DAVACI                : N…… Y…… vekili Avukat   Fatih Özgökçen

DAVA TARİHİ                                  : …../…../………

HÜKÜM/KARAR                            : Asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddi

TEMYİZ EDEN                               : Davalı-karşı davacı vekili

 

Taraflar arasındaki asıl davada intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi, tahliye ve  ecrimisil, karşı davada intifa hakkının terkini ve tazminat isteminde bulunulması üzerine  Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak  yapılan yargılama sonunda  İlk Derece Mahkemesince  asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki  belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I.  DAVA

 Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı N……..'nin eski eşi, diğer davalı İ……..'in ise müşterek çocukları olduğunu, davalı N…….. ile Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …./…./…… tarihinde kesinleşen ………/…….. Esas, ………. Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, evlilikleri devam ederken ……… ada ….. parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı ……/………. payı intifa hakkını üzerinde bırakmak kaydıyla …/…/……… tarihinde davalı N………….'ye devrettiğini, daha sonra taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve ifrazen oluşan ……….. ada …… No.lu parselin …./…./…… tarihinde tam paylı olarak davalı N…….. adına kayıtlandığını, intifa hakkının da taşınmazın tapu kaydına aktarıldığını, ancak taşınmaz üzerindeki intifa hakkını davalılar engelledikleri için kullanamadığını, taşınmazı tahliye etmeleri için noterde düzenlenen …/…/……. tarihli ihtarnameyi tebliğ almalarına rağmen halen tahliye etmediklerini belirterek; dava konusu taşınmaza  davalıların el atmalarının önlenmesini ve taşınmazdan tahliyelerini, ayrıca …/…/………. tarihinden itibaren aylık ……….. TL olmak üzere toplam …………. TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini  talep etmiştir.

 

II. CEVAP VE KARŞI DAVA

1.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili N……..'nin ………. yılında evlendiklerini ve ……. müşterek çocuklarının bulunduğunu, daha sonra davacının başka bir kadınla gayri resmi olarak birlikte yaşamaya başladığını ve ailesini terkettiğini, ……….. yılından itibaren fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, müvekkili N………'nin dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan …. katlı eve zorunlu ve faydalı masraflar yaptığını, ayrıca imar uygulaması sonucu oluşan ……….. ada …..No.lu parselin diğer bir paydaşından …… m²'ye tekabül eden payı satın alarak kendi payı ile birleştirdiğini ve bu şekilde ifrazen oluşan …….. No.lu parselin tek başına maliki olduğunu, davacının boşanma davasının intikamını almak için intifa hakkını ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

 

2.Karşı davada ise; intifa hakkının hukuka aykırı olarak tesis edildiği iddiasıyla intifa hakkının tapu kaydından terkinini ve müvekkilinin dava konusu taşınmaz için yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların karşı davalıdan tahsilini istemiştir. 

 

III. KARŞI DAVADA CEVAP

Davacı-karşı davalı vekili cevap dilekçesinde; karşı davacının ev için yaptığını iddia ettiği masraflarla ilgili taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca bunların lüks harcamalar olup zorunlu masraflar olmadığını belirterek karşı davanın reddini istemiştir.

 

IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin …./…./…….. tarihli ve ……../……….. Esas, ……../…… Karar sayılı kararı ile  asıl davanın davalı İ…… A…… yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı N……. Y……. yönünden ise davalının, davacıdan alacaklı olduğu ve davacının da davalının taşınmaza müdahalesinin men'ini talep ettiği nazara alınarak iki taraf arasında takas şartları oluştuğundan, bilirkişi heyetinin …./…./……. tarihli raporu doğrultusunda davalının yaptığı faydalı masraflar oranında indirim yapılarak intifa hakkının parasal değeri olan …………. TL'nin davalı N…….'den alınarak davacıya ödenmesine; karşı davanın kısmen kabulü ile davacı adına intifa hakkının terkinine, davacının yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların asıl davada mahsuben ve tenkisen değerlendirildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 

 

V. BOZMA VE BOZMA SONRASI YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma İlamı

1.İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri temyiz talebinde bulunmuştur.

 

2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin …./…/…….. tarihli ve ……./…….. Esas, ………/……… Karar sayılı kararıyla; asıl dava yönünden, hüküm sonucunda gerekçeye ait ifadeler tekrar edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, karşı davada da terkinine karar verilen intifa hakkının tesis edildiği dava konusu taşınmazın bilgileri açıkça belirtilmediğinden kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

 

B. Bozmaya Uyularak verilen Mahkeme Kararı

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;  dava konusu taşınmaz üzerinde davacının intifa hakkı olduğu sabit olduğundan davalıların  …………. m² kısma vaki müdahalelerinin men'ine, davacının …./…./……. tarihinde ihtarname keşide ettiği ve  ihtarnamenin …../…../…….. tarihinde davalılara tebliğ edildiği anlaşıldığından davacının ecrimisil isteminin kısmen kabulüne, ayrıca davalı ismail yönünden husumet itirazı üzerine yapılan incelemede ise; davalı  İ…….'e ait  yerleşim yeri adresinin dava tarihinde ve öncesinde davaya konu taşınmaz olduğu ve davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin de  davalının eşi tarafından tebliğ alındığı anlaşıldığından davalıya husumet yöneltilebileceği anlaşılmakla  davalı tarafın husumet itirazının reddine, karşı dava yönünden ise;  davalının çekişmeli taşınmazda  davacının eski eşi olduğu ve keşide edilen ihtarnameye kadar iyiniyetli olduğu, hal böyle olunca davalı tarafından davaya konu taşınmaza ………….. TL zorunlu ve faydalı masraf yaptığı bilirkişi raporuyla sabit olduğundan …………… TL üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanındığı ve davalının intifa hakkının kaldırılmasına ilişkin somut herhangi bir delil sunmadığı ve intifa hakkının kaldırılmasını gerektirir yasal şartların oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın  reddine  karar verilmiştir.

 

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye  Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı vekili; intifa hakkının sınırlı ayni haklardan olduğu ve  sadece tapu malikine karşı hak ileri sürülebileceğini, bunun dışındaki 3. şahıslara dava ikame edilemeyeceğini, tapu kayıtları ile de sabit olduğu üzere taşınmazın malikinin müvekkil İ……… değil N…….. olduğunu, bu nedenle de müvekkillerinden İ…….. yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın emlak vergilerinin müvekkili tarafından ödendiğini ve yine ………….. ada ……parselde kain ………… m²’lik taşınmazı dava konusu intifa hakkı gayrimenkulle tevhit ettiğini, virane halindeki taşınmaza zorunlu ve faydalı masraflar yaparak taşınmazı oturulabilir hale getirdiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 812 ve 813 üncü maddelerinde taşınmaza yapılan olağan masraflar ile vergi ödemelerinin intifa hakkı sahibi tarafından yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, ancak bu masrafların dahi davacı tarafça ödenmemesinin intifa hakkının müvekkiline devredildiğinin bir göstergesi olduğunu, emlak vergilerinin ……. yıldır müvekkili tarafından ödendiğini, davacı-karşı davalının böyle bir ödemesi olmadığı gibi, bu ödemeleri yapmamasının  dahi intifa hakkından vazgeçtiğini gösterdiğini, TMK’nın 806 ncı maddesi gereğince hakkını şahsen kullanmadığından intifa hakkının müvekkiline devredildiğini, mülkiyeti müvekkiline ait olan, müvekkili tarafından masraflar yapılan ve  bir başka taşınmaz ile tevhit edilen gayrimenkulun hiçbir güvence alınmadan aralarında husumet bulunan bir kimseye sırf intifa hakkı var diye teslim edilmesinin mülkiyet hakkına aykırı olduğu gibi genel hukuk prensiplerine de aykırı olduğunu, kaldı ki mahkeme tarafından bozma ilamına aykırı olarak verilen hükmün de  infazda tereddüt uyandırdığını, bozma ilamında açık, şüphe ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde hüküm verilmesi gerektiğinin vurgulandığını,  oysa mahkemece bilirkişi raporundan alıntılar yapılmak suretiyle hüküm fıkrası oluşturulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmaz bir bütün olup meni müdahale edilecek kısmın nasıl ve ne şekilde ayrıldığı  ve belirlendiğinin  taraflarınca da anlaşılamadığını, karşı davanın da kabulü gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

 

 

 

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada intifa hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı davada intifa hakkının kaldırılması ve tazminat  istemlerine ilişkindir.

 

2. İlgili Hukuk

TMK'nın 779 uncu ve devamı maddelerinde irtifak türleri; taşınmaz lehine irtifak hakkı, intifa hakkı, oturma hakkı, üst hakkı, kaynak hakkı ve diğer irtifaklar olarak belirlenmiş, mülkiyetten farklı olarak irtifaklar için kanun genel hüküm koymamıştır. Buna karşılık, eşyaya bağlı irtifaklara ilişkin hükümlerin (TMK m. 779-793), diğer kişisel irtifaklarda da uygulanacağı TMK'nın 838/son maddesinde belirtilmiştir.

 

İntifa hakkı, menkul ve gayrimenkuller ile haklar ve bir mamelek üzerine tesis olunabilir. Aksine düzenleme bulunmadıkça sahibine, üzerine tesis olunduğu şeyden tamamıyla istifade etme hakkını bahşeyler.

 

Daha açık bir ifadeyle Türk Medeni Kanununa göre intifa hakkı, sahibine bu hakkının konusu üzerinde istimal (kullanma) ve istifade (yararlanma) yetkileri  veren,  başkasına  temlik  edilemeyen   ve  hakiki  veya tüzel kişiye ait olabilen  bir ayni haktır. İntifa hakkı sahibi, intifanın konusu bulunan mal veya hakkın sağlayabileceği bütün menfaatlerden (gelir ve semeresinden) yararlanmak ve kullanmak yetkisine sahiptir.

 

Dolayısıyla, intifa hakkı buna kaynak olan hukuk ilişkisinin düzenlenmesi sırasında taraflarca aykırı bir şart kararlaştırılmış olmadıkça, hakkın konusu olan şeyden tam ve sınırsız bir faydalanma hakkı sağlar.

İntifa hakkının kurulması ile mülkiyet hakkına konu olan mal üzerinde çıplak mülkiyet sahibinin yararlanma ve kullanma yetkisini kaldırır. İntifa hakkı, üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir hak durumuna sokar. İntifa hakkı varken bir mülkiyet hakkının sahibine verdiği mutat kullanma yetkilerinden mülkiyet hakkı sahibi mahrum kalmış olur. Kuru mülkiyet hakkı sahibinin sadece bu mülkiyet hakkını başkasına devretme yetkisi vardır. 

 

 “Ayni haklar, kütüğe tescil ile doğar, sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır” (TMK m.1022/1).

 

 “Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz” (TMK m. 1021/1). Değinilen yasa hükümlerinde öngörüldüğü üzere, hukukumuzda ayni hakkın doğumu veya ortadan kaldırılması tescil işleminin yapılmış olmasına bağlıdır. Başka bir deyişle bir hak tescil edilmedikçe ayni hak niteliğini kazanamaz.

 

İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. TMK'nın 794 üncü maddesi uyarınca bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Hak sahibi tam yararlanma yetkisi kapsamında haksız elatmanın önlenmesini ve ecrimisil isteme olanağına sahiptir. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibini o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir.

 

TMK’nın 795 inci maddesinin birinci cümlesinde; menkullerin, gayrimenkullerin ve hakların intifa hakkına konu olabileceği belirtilmiştir. İntifa hakkı bir ayni hak olarak sahibine mal üzerinde fiili hakimiyet sağlar. Bu hakkın sağladığı zilyetlik sayesinde intifa hakkı sahibi malı kullanabilir. Böylece zilyede tanınmış bulunan dava haklarını intifa hakkı sahibinin kullanmaya hakkı bulunduğu gibi mülkiyet hakkı sahibine tanınmış bulunan dava haklarından da intifa hakkı sahibi yararlanır.

 

İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796).

 

Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.)  intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse, malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanunu'nun 796 ncı vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanunu'nun 785 inci maddesinin kıyasen uygulanması gerekir.

 

   6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 nci maddesi gereğince;

   Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.

 

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2. Asıl dava el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup dava değerinin, 492 sayılı Harçlar Yasasının 16 ncı maddesi ve …./…/……… tarih …./….. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince el atılan yerin değeri ile ecrimisil miktarının toplamından oluştuğu gözetilerek, hükmedilecek vekalet ücretinin toplam değer üzerinden hesaplanması gerekirken, el atmanın önlenmesi bakımından ayrı ecrimisil bakımından ayrı vekalet ücreti hesap edilmesi doğru olmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda  ….. harfli kısım ………. m² olarak belirtildiği halde, infazda tereddüte neden olacak şekilde ……… m²'lik kısma el atmanın önlenmesine karar verilmesi de  doğru değildir. Mahkemece davacının intifa hakkı bulunan ve davalılar tarafından kullanılan kısmın bilirkişi raporu ve krokisinde gösterilmesi için ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeplerle hüküm bozulmuştur.

 

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan davalı- karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

 

2.(2) No.lu paragrafta açıklanan nedenlerle, davalı- karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

 

 Peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,

 

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

 

Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,

 

…./…./…… tarihinde oybirliği ile karar verildi.