Rızai Taksim Satış - Olağan Üstü Zaman Aşımı


   T.C.

   YARGITAY

   8. Hukuk Dairesi

 

ESAS NO        : ……../……..

KARAR NO     : ……./…….

 

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ   : Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ            : …./…../……..

NUMARASI     : ……../……. - ……../……..

DAVACI           : M…….. A……..

DAVALILAR    : A…….. Y……... vd

DAVA TÜRÜ    : Tapu İptali Ve Tescil

 

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 

KARAR 

 

Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen dava konusu taşınmazdaki H…….. ve M………. hisselerinin bu kişilerinin mirasçılarından vekil edeninin murisi A…….. A………ve kardeş A…….. A………. tarafından harici olarak …../…./……. tarihinde satın alındığını, devreden miraçıların devir işlemlerini yapmadan vefat ettiğini, harici satın alma tarihinden itibaren  vekil edeninin murisi A…….. A…….. ve kardeş A…… A……..tarafından kullanıldığını, murislerin vefatından sonra mirasçılar arasından yapılan rızai taksim ve satış işlemleri sonucu taşınmazın vekil edenine kaldığını ve vekil edeninin murislerin ölümünden sonra kullanmaya devam ettiğini, tapu malikleri H……. ve M…….'nın öldüğünü, vekil edeninin bu taşınmazın tümünü nizasız ve fasılasız ….. yılı aşkın süreden beri malik sıfatıyla kullandığını, zamanaşımı süresinin ………. yılında dolduğunu, Anayasa Mahkemesince ölmüş ibaresi iptal edilmiş ise de iptal kararının geriye yürüyemeyeceğinden, bahsi geçen muris M……….. adına kayıtlı taşınmazın …/…. hisse ile muris Havva adına kayıtlı …./….. hissenin TMK'nin 713. maddesi gereğince iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.

Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kadastro öncesi sebebe dayalı olduğu, dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ….. yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, TMK'nin 713. maddesinde düzenlenen olağanüstü zaman aşımı ile mülkiyetin kazanılması için de taşınmazın tapusuz olması, tapu kütüğünden malikinin anlaşılmaması veya malikinin gaipliğine karar verilmiş olması gerektiği, dava konusu taşınmaz tapu kütüğünde kayıtlı bir taşınmaz ve malikinin belli olduğu, maliki hakkında gaiplik kararı verilmediğinin de anlaşıldığı gerekçesiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi dikkate alınarak hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm,  davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, hem kadastro öncesi sebebe ve hem de TMK'nin 713/2. fıkrasından yer alan ''maliki …… yıl önce ölmüş'' nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu ……. ada ….. parsel sayılı …………… m2 tarla niteliğindeki taşınmazın …/….. hissesinin H……..: kızı, …./….. hissesinin M……….: H……… oğlu adına …./…./…… tarihinde tesis kadastrosu nedeniyle, …./…. hisse M…… A……. adına …./…/……. tarihinde satış nedeniyle kayıtlı olduğu, …./…./…….. tarihinde  kadastro tespitinin yapıldığı, kadastronun …../…./…….. tarihinde kesinleştiği, Mahkemece, tapu maliki  M……..: H……. oğlu'nun H……. ve H……. oğlu …….. Ç……  doğumlu M……. K…….. olduğu, tapu maliki  H…….: kızı'nın da İ………ve Açık kızı …….. Ç…….  doğumlu H…….. olduğu kabul edilerek hasımsız olarak alınan veraset belgesine göre taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.

Öncelikle, tapu iptali davalarında, davanın, kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gereklidir. Kayıt malikinin mirasçılarının bilinmesi halinde davaya dahil edilerek mirasçılar aleyhine yargılamaya devam edilmesi, aksi halde gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK'nin 501.maddesi hükmü uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gereklidir. TMK'nin 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesi de mümkündür. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK'nin …./…./……tarihli ve ……/…. - ….. E., ……../…… K. sayılı kararı). Mahkemece, tapu maliki  M……..: H……. oğlu'nun, H……. ve H……. oğlu …….. Ç…… doğumlu M……… K………… olduğu, tapu maliki  H……..: kızı'nın da İ……. ve Açık kızı ………. Ç……. doğumlu H…….. olduğu kabul edilerek hasımsız olarak alınan veraset belgesine göre taraf teşkili sağlanarak karar verilmiş ise de, alınan veraset belgesi hasımsız olduğundan yeterli değildir. O halde, Mahkemece, davacı vekiline tapu maliki M……..: H…….. oğlu ve H……… kızı'nın, Hazine hasım gösterilmek suretiyle açılacak mirasçıların tespiti davası ile belirlenecek mirasçılarına yöneltilmesi açısından imkan ve süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması, sonra taraf delilleri toplanarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir.

Diğer yandan, kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesidir. Anılan fıkranın önceki düzenlemesinde “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya ……. yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir. Kanun maddesinde yazılı her üç neden ayrı davaların konusudur.

Aynı Kanun maddesinin 1. fıkrasında ise; “tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak ……. yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş, 5. fıkranın son cümlesinde de; “Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.” ilkesi getirilmiştir.

Anılan kanuni düzenlemelere göre; tapulu bir taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi adına tesciline karar verilmesi için, malikin ya da paydaşın ölmüş olması, yukarıda açıklanan koşullarda en az …… yıl süre ile zilyet olunması ve bu süre içinde tapu kaydının intikal görmemesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, belirtilen koşulların tamamlanmasıyla mülkiyet kendiliğinden zilyede geçmiş olur. Mahkemece, sonradan verilen iptal ve tescile ilişkin karar yenilik doğurucu (inşai) nitelikte olmayıp, önceden doğmuş mülkiyet hakkının belirlenmesi niteliğindedir.

Her ne kadar, TMK'nin 713/2. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” sözcüğü, Anayasa Mahkemesinin …../…./…… tarihli ve ………./……. Esas, ………../……. Karar sayılı kararıyla iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmişse de; Anayasa'nın 153/5. fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de, …./…./…….. tarihli ve ……../…… Esas, ………/…….. Karar sayılı kararında iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralını kabul etmek suretiyle, hukuksal ve nesnel alanda sonuçlarını doğurmuş bulunan durumların iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadar ki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır.

Tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; TMK'nin 713/1 ve 2. fıkralarına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davalarında, koşullarına uygun olarak ….. yıllık zilyetlik süresinin tamamlandığı anda mülkiyetin kazanıldığının ve zilyet lehine kazanılmış (müktesep) hak doğduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulması kararının verildiği …../…./…….. tarihi ya da davanın açıldığı tarihten hangisi önce ise, o tarihe kadar zilyet lehine mülkiyeti kazanma koşulları tamamlanmışsa, tapunun iptaliyle zilyet adına tesciline karar verilmesi gerekmektedir.

Az yukarıda da zikredildiği üzere, TMK'nin 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması için bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Başka anlatımla mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve …… yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekir.

Somut olayda, Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen …… yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine dair kararı yerinde ise de, davacının talebinin hem kadastro öncesi sebebe ve hem de TMK'nin 713/2. fıkrasından yer alan ''maliki …… yıl önce ölmüş'' nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası olduğu gözden kaçırılarak, TMK'nin 713/2. fıkrasında yer alan ''maliki ……. yıl önce ölmüş'' nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine yönelik herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve Dairemizin uygulamalarına göre TMK'nin 713/2. fıkrasında yer alan ''maliki ….. yıl önce ölmüş'' nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi yönünden taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,  peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, …./…./……. tarihinde oy birliğiyle karar verildi.